03-02-2015, 06:11 PM | #1 |
Admin Üyelik tarihi: Feb 2015
Mesajlar: 3.188
| Nefesi Boynumdaydı
Okan beyin bürosunda işe başlamıştım. Patronum 45-50 yaşlarında oldukça yakışıklı ve seksi bir erkekti. Bense 20 yaşında sarışın balık etinde oldukça güzel sayılabilecek bir kızım. O hafta büroda her şey sakin geçti. Olağan dışı hiç bir şey olmamıştı, ve ben büroya oldukça alışmıştım. Yine monoton bir iş günü can sıkıntısından büroda Okan beyin kütüphanesini karıştırırken, üzerinde “Adli Tıp” yazan bir kitap gördüm, merakla kitabı karıştırmaya başladım. Cinsel suçlar adlı kısım ilgimi çekmişti. Heyecanla sayfaları çevirdim. Çeşit çeşit kızlık zarları ve bunların nasıl bozuldukları anlatılıyordu. Kitaba o kadar dalmışım ki, Okan beyin büroya ve yanıma kadar geldiğini fark edememişim. Birden yanımda birisinin ayakta durduğunu fark edince başımı heyecanla yana çevirdiğimde göz göze geldik. Bana gülümseyerek Seni yaramaz, çok mu merak ettin bu kitabı” diyerek benimle beraber kitaba göz gezdirmeğe başladı. Neredeyse nefesini yanağımda hissediyordum, ani yakalanmış olmanın da heyecanıyla epeyce heyecanlanmıştım. Parmağını açık duran sayfanın üzerinde gezdirerek “Senin ki nasıl, delikli mi, elekli mi, vs” diye sormaz mı. Utanç ve heyecandan kıpkırmızı kesilmiştim ama dilim de tutulmuştu sanki. O ise muzır bir şekilde bana bakıyordu ve pantolonunun önü de kabarmıştı. “Evet sana soruyorum, seninki nasıl, hangisine benziyor” diye tekrar sordu. Çekine çekine “bilmem ki” diye cevap verdim. Önündeki kabarıklık hafifçe oynadı. Gözümü oradan ayıramıyordum. O da bunu anlamış ve kitaba bakmak bahanesi ile iyice yakınlaşmıştı. Elim masanın kenarında duruyordu ve ister istemez pantolonunun önündeki kabarıklık elime değdi. Ben de heyecanlanmış ve biraz da meraktan elimi çekmemiştim. Yüzümü ona çevirdiğim de gözerimiz karşılaştı. Bana gülümsüyordu ve arzulu olduğu gözlerinden okunuyordu. Elimi yavaşça pantolonunun üzerinde gezdirdim. Dimdikti. Hafifçe okşamaya başladım. Aleti elimin altında oynuyordu. Ben ise gayri ihtiyari bacaklarımı ikiye ayırınca zaten sıyrılmış eteğimden siyah külotum görünmeye başlamıştı. Bir elini kitapta gezdirirken diğer elini bacaklarımın arasına soktu ve külotumun üzerinde gezdirmeğe başladı. Amım oldukça kabarmış ve ıslanmıştı. Parmakları yavaşça külotumun arasından içeri süzüldü ve ayva tüylerinin arasından klitorisimi okşamaya başladı. Çıldıracak gibiydim. Bende onun pantolonunun fermuarını indirim elimi içeri soktum ve külotunun içinden sikini okşamaya başladım. Usulca kulağıma fısıldayarak: Onun içinde olmasını ister misin?” diye sordu. Gözlerime bakıyordu… Ben de gözerimi kapayarak, olumlu karşıladığımı belirttim. Bunun üzerine hızla yanımda ayrılarak odanın kapısını kilitleyip yanıma geldi ve hırsla dudaklarıma yapıştı… Öylece ne kadar öpüştük bilemiyorum. Ama ikimiz de arzudan çıldıracak gibiydik ve bal kutup nar gibi olmuştu… Beni yavaşça kucaklayarak masanın üzerine oturttu, dudaklarımız hala ayrılmamıştı. Ben de durum dan istifade çekine çekine sikini pantolonundan dışarı çıkarmış, okşuyordum… Pozisyonu hiç boz madan ve dudaklarını dudaklarımdan ayırmadan bacaklarımı hafifçe ikiye ayırdı ve külotumun arasından sikini klitorisime sürtmeğe başladı… Çıldıracak gibiydim ve zaten nar gibi olmuş bal kutumdan ayva tüylerinin üzerine ıslaklık yayılmağa başlamıştım. Bu arada dudaklarımın arasından dilime ağzına alıp emmeğe başlamıştı. Kendim den geçmiştim. Aletinin başını hafifçe bal kutumun dış dudakları arasından içeri kaydırdı. Aletin başı kızlık zarima dayanmıştı. Dilimi hırsla emerken sikini hafifçe bastırdı, kızlık zarım yay gibi gerilmişti ve bal kutumdan akan sıvılar kızlık zarımı iyice kayganlaştırmış ve adeta sikinin içine girmesini kolaylaştırmıştı. Sanki bir kor parçası gibi olan aletinin yavaşça içime süzüldüğünü hissettim. Gözlerimden sanki şimşekler çakmıştı ama duyduğum zevk tanımlanamaz derecede idi… Yavaşça bal kutumun içinde gidip gelmeğe başladı. Bal kutumun en derin yerlerini keşfediyordu sanki. Bir kor parçası gibi aletinin tamamını içime almıştım, artık en derin yerlerimdeydi. Ben de onun dudaklarının arasından dilini bularak ağzıma aldım ve emmeğe başladım. Artık bir yandan dillerimizle emişiyor ve bir yandanda adeta ritmik bir şekilde ben masanın üzerinde oturmuş o ise ayakta dans ediyorduk. Kalçalarımı bir ileri bir geri hareket ettirdikçe o da beni ritmik bir şekilde karşılıyor ve içime girip çıkıyordu. İçimde çok garip bir duygu vardı. Evvelce böyle bir hazzı hiç tatmamıştım… Sanki ulu bir dağın tepesine doğru tırmanıyordum… birden sanki dağın tepesine, zirveye yaklaştığımı hissettim, hareketlerimiz son derece hızlanmıştı… Birden içime bir yanardağdan fışkıran lavların yayıldığını hissettim. Bal kutum kavrulmuştu sanki… Ve birden zirveye ulaştığımı hissettim… Sarsıla sarsıla boşalıyordum… İçime akan lavlardan bal kutum bir yanardağ kraterine dönmüştü O da içimde bir sağa bir sola sallanarak sarsıla sarsıla boşalmıştı… Birden telefonun zili ile kendimize geldik. Pozisyonumuzu hiç bozmadan uzanıp telefonun ahizesini aldım ve Buyrun, Okan beyin bürosu! diyerek cevapladım. Telefondaki ses Okan bey orada mı? diye sordu. Biraz boğuk bir ses tonu ile Evet, Okan beyi size bağlıyorum diye cevapladım telefondakı sesi… Yavaşça yanımdan ayrılarak pantolonunun fermuarını çekerek odasına yöneldi ve Buyrun, ben Okan” diyen sesini işittim ve telefonu usulca kapattım. Bulutların üzerinde uçuyordum |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |