Puliton Adult Forum - Türkçe Adult - Türk Amatör - Sex Hikayeleri - Türk Amatör Film  

Go Back   Puliton Adult Forum - Türkçe Adult - Türk Amatör - Sex Hikayeleri - Türk Amatör Film > ADULT HIKAYELER - ADULT STORY > Adult Hikayeler

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 03-19-2015, 08:39 PM   #1
Admin
 
Üyelik tarihi: Feb 2015
Mesajlar: 3.188
Standart Personelimle Ofiste ki Sikiş Hikayemiz

işyerime bir bayan eleman aldım, adı
Hülya. Kendisini bir giyim mağazasında çalışırken gördüm (daha
önceleri de dışarıda görüyordum ve acayip dikkatimi çekiyordu),
kendisine iş teklifi yaptım, kabul etti ve geldi. Bana geldiğinde
bilgisayarı hiç bilmiyordu, hatta maus kullanmayı bile bilmiyordu.
Ama yinede o güzeliğinin hatırı için işe aldım. Hülya 1.60
boylarında, yuvarlak hatlı, yuvarlak kalça, taş gibi memeleri olan
bir kızdı. İlk temasımı ona maus kullanırken elinin üstüne elimi
artarak, yan yana otururken dizlerimizin dokunmasıyla yaşadım. Ve
inanılmaz haz alıyordum!

Hülya çok masum ve utangaç, o güne kadar hiç biriyle çıkmamış bir
kızdı. Çok ürkek davranıyordu. Ben de onun o davranışına hep saygı
duydum ve mesafeli davranıyordum. Gerçi zaman zaman temizlik
yaparken önümde eğilince, o muhteşem kalçasındaki düşük belli
pantolonun azizliğine uğrayıp külotunu, yine önümde eğilince askılı
tişörtünden sütyeni ve başdöndürücü memelerini görünce saldırmamak
için insan üstü sabır gösteriyordum. Çünkü işin ucunda ailem, kızın
ailesi, bekareti, hayatı geleceği vs. vs. vardı. Öyle adilik
yapamazdım.

Neyse aradan 4 yıl geçti, geldik günümüze. Hülya 25 yaşına gelmiş,
daha bir serpilmiş, daha kadınsı hatlara sahip, muhteşem sexy bir
kız olmuştu. Ama bunca yılda, 4-5 kişiyle ya çıktı ya çıkmadı.
Çıktıklarıyla da öğlenleri buluşup yemeğe giderdi. Daha ileri hiç
gitmedi, yani eline erkek eli değmedi anlayacağınız. Nerden
biliyorsun derseniz, bana çok güvenirdi ve bütün ilişkilerini en
ince ayrıntısına kadar anlatırdı. Ben onun Ömer abisiydim. Yani
okadar samimi olmuştu ki benimle, özel gününü (Aybaşısını) bile
söylüyordu, çok utangaç olmasına rağmen. Ayrılmasına sebep olan şey
de hep giyimiydi, giydiği mini kıyafetler, dar seksi pantolonlar hep
çıktığı erkeklerle problem oluyordu ve taviz vermediği için de
ayrılıyordu…

Ben iş icabı ara ara karşıya geçince Hülyayı da yanımda
götürüyordum. Bir yağmurlu İstanbul gününde yine karşıda işim vardı,
Hülyayı da yanımda götürdüm. Aslında gizli gizli gidiyorduk,
yanımdaki diğer çalışanlardan ve tabiki evden gizli gidiyordum.
Kaçamak aşıklar gibi. Ufak ufak flört etmeye başlamıştık aslında.
Ben bazen kaçamak bakışlar atarken farkediyor ve vaziyet alıyordu.
Kendi de bana bazen kaçamak bakışlar atarken ben de fark ediyordum.
Özellikle ayakta yan yana duruken, ben nerdeyse onun iki katıydım
(yanlış anlamayın kilolu değilim, biraz iriyim, 1.85 boyundayım ve
yapılıyım, gençken bady bulding yaptım az da olsa), birde bir hata
yapınca yüzüme sevimli bir gülüşle bakıyordu ki, kendimi zor
tutuyordum saldırıp öpmemek için….

Neyse, Beyoğlunda yağmurun altında şemsiyemin altında Hülya koluma
girdi ve koluma sıkıca sarıldı. O sarılmada taş gibi memelerini
hisettim. Sanki hissedeyim diye bastırıyordu. Ben kıvranıyordum,
belki son zamanlarda bu kadar kuvetli ereksiyon olmamıştım,
pantolonuma dayandı, nerdeyse yürüyemiyordum. Tünele girdik, Vagon
hareket edince karşımda duran Hülya da üstüme doğru yıkıldı. Ama ne
yıkılma! Bana sıkıca sarıldı, sarılmasıyla bütün vücut kıvrımlarını
hissettim. Bendeki çıkıntıyı o da hisetti. Ama ben sonunda o
sarılmayla artık kontrolden çıktım. Artık ben bu kızı ne pahasına
olursa olsun sikeceğim dedim. Artık ne ailem, ne onun ailesi, ne
geleceği, hiç birşey umrumda değildi. Hemen beynim o işi yapmak için
çalışmaya başladı. Gözüm dönmüştü artık…

Tünelden çıkarken koluma girdi, ben de omuzuna kolumu attım, kendime
doğru iyice çektim. Bir ara, Kadıköye otoparka bıraktığım minibuse
götüreyim orda yumulayım diye düşündüm, sonra tehlikeli geldi vaz
geçtim. “Gel seni biraz gezdireyim!” dedim. Bu teklifime bayıldı.
Çıktık, öyle Beşiktaşa doğru yürüyerek gitmeye başladık. Bu arada
yağmur da iyice artmıştı ve bayağı da ıslandık. Bir Cafeye girdik,
oturduk. Derken boğaz kenarında büyük otelleri görünce, “Hiç otelde
kaldın mı?” diye sordum. Güldü ve “Ne oteli Ömer abi, ben doğru
dürüst Ümraniyeden dışarı bile çıkmadım. Seninle nereyi gezdimse o!”
dedi. “Yani benimle hep ilkleri yaşıyorsun…” dedim, güldü. Baktım
hafiften titriyor, “Görmek istemezmisin 5 yıldızlı oteli?” diye
sordum. “Nasıl yani, nasıl görecektim ki?” diye sordu. “İstiyorsan
sana bir günlük oda tutayım kal, boğaz manzaralı, ne dersin?” dedim.
Güldü, “Valla mı? Doğru mu söylüyorsun?” dedi. “Evet! Hadi gel, şu
büyük otele gidelim, bu akşam orda kal!” dedim. Biraz nazlanır gibi
yaptı, ama kabul etti.

Kalktık, yola koyulduk. “Önce gel şurdan sana kuru elbiseler alalım,
orda değişirsin!” dedim ve bir mağazaya girdik. Birkaç elbise
denedik. Elbiselerin biri siyah, dar, mini bir elbiseydi, vücudunda
muhteşem duruyordu. İkincisi de daha çok gece elbisesine benziyordu,
dantelli mantelli. Hülya soyunma kabinindeyken ordan hemen iki takım
da iç çamaşırı aldım ve kasadan ödemesini yapıp çıktık. Taksiye
bindik ve otele geldik…

Hülyayı lobide oturttum, bir oda kiraladım. Şimdi o an gelmişti,
bakalım ne diyecekti. Anahtarı verdim ve “Hadi odana çık, üşütme
daha beter, ben gidiyorum, yarın kahvaltını yapar gelirsin!” dedim.
Ve beklediğim cevabı verdi, “Sende gelsene Ömer abi, en azından
biraz otururuz, sonra gidersin!” dedi! İşte şimdi işin bitti
bebeğim, kimse seni elimden alamaz dedim kendi kendime. Ve asansörle
çıktık yukarı. Bizi getiren çocuğa bahşişini verdim. Bahşişi alırken
çocuk biraz sonra olacakları tahmin edip anlamlı anlamlı, biraz da
kıskanarak yüzüme baktı, hisettim.

Neyse, odaya girdik. “Hemen üstünü değiş!” dedim. “Tamam! Gelmişken
duşumu da alayım bari!” deyip banyoya girdi. Bense boğaz manzarasını
seyrederken televizyonda müzik kanalı açtım. Sonra yavaş yavaş yine
kendi kendime, aslında yanlış yapıyorum, şimdi bu işi yaparsam,
ailem, kızın geleceği vs. vs düşünmeye başladım ve bu işi yapmaktan
vazgeçtim. Kız banyodan çıkınca vedalaşıp gidecektim. Kapı açıldı ve
o muhteşem siyah dar elbiseyle çıktı! Ve ben bir saniye gözümü
ayıramadım, “Çok yakışmış kız!” dedim. “Ömer abi sağolasın
yaptıkların için. Ne desem azdır bana yaşattıkların için!” dedi.
“Önemli değil Hülya! Ben gitsem?” dedim. “Ömer abi sen de girsene
duşa, iyi geldi doğrusu, sonra gidersin olmazsa?” dedi.

Birden, “Olur!” dedim, girdim duşa. İçerde kendimi yedim yedim
bitirdim, bir 31 çeksem, sonra da çıkıp gitsem, hiç bu işlere
kalkışmasam diye düşündüm. Tam 31 çekmeye başladım ki, kapı tıklandı
ve “Ömer abi, burda buz dolapta içki var, içsem olur mu?” diye
seslendi. Ben de, “İç serbest, ama bana da bırak!” diye gülerek
cevap verdim. 31 de çekmeden duşumu aldım ve dışarı çıktım. Yatağa
oturdum. Hülya kendi içmeye başlamış, bana da, “Ömer abi, araba
kullanacaksın ama, az birşey iç, ne vereyim sana?” diye önümde
eğilip buzdolabına uzandı. O muhteşem kalçası domalınca muhteşem bir
şekil aldı. Tabii benim yarağım oldu yine bayrak direği. Birde bana,
“Tekrar teşekkür ederim herşey için ömer abi, bunları nasıl
ödeyeceğim sana bilmiyorum, ha bu arada poşetteki şeyler için (iç
çamaşırları kast etti) de ayrıyetten teşekkür ederim, giydim tam
oldu!” dedi, bende sigorta bir kez daha attı…

Şimdi o siyah iç çamaşırları da giymiş vaziyette, karşımda bir affet
duruyor ve ben yatakta malak gibi oturuyorum. Şimdi harekat zamanı
dedim ve ayağa kalktım. Hülya da o sırada pencereye gitti ve “Ne
muhteşem manzara, değil mi Ömer abi? dedi. “Evet bence de dünyanın
en muhteşem manzarası!” dedim. Tabii ben önümde duran o muhteşem
vücut için diyordum. Sonra pencereden dışarıya doğru eğildi, yani
önümde domaldı. Bende işte o anda filim koptu, arkadan sarıldım,
Hülyanın boynuna bir öpücük kondurdum. Aniden döndü ve “Ne
yapıyorsun Ömer abii?!?” dedi ve beni itti. Bense ikinci bir
hamleyle belinden kavradığım gibi kendime çektim ve dudaklarına
yumuldum. Beni tekrar itti ve bir tokat attı bana. İşte o zaman
bende kontrol iyice kayboldu, Hülyayı tuttuğum gibi belinden,
ayaklarını yerden kestim ve yatağa, ben üste olacak şekilde yatırdım
ve altıma aldım…

Önce göz göze geldik. Başını iki elimin arasına aldım ve “Sakin ol
Hülya, sana zarar vermeyeceğim, korkma!” dedim. Önce öylece baktı,
direnmedi. Sonra dudaklarından öpmeye başladım, yavaş yavaş dozajı
artırdım. Dudaklarını adeta eme eme koparacak hale getirdim.
Gözlerine bakınca adeta ‘parçala beni!’ der gibi bakıyordu bana.
Yavaş yavaş elimi sütyenin kenarından sokup, o 4 senedir hayal
ettiğim memelerini kavradım. Sonra dudaklarımı memelerine kaydırdım
ve delicesine emmeye başladım. Hiç sesi çıkmadı, altımda kıvranmaya
başladı. Artık memelerini, boynunu ve dudağını emmekten yalamaktan
dudaklarım uyuştu…

Uzun bir aradan sonra ilk kez konuşmaya başladık. “Ömer abi, ne olur
çok ileri gitmeyelim, sonra pişman olacağımız bişey yapmayalım!”
dedi. Bense nefes nefese, “Korkma bebeğim, istemediğin hiçbir şeyi
yapmayacağım, söz!” dedim ve icrata başladım. Böylelikle rahatladım,
en azından artık direniş yoktu. Önce elbiseyi iyice aşağıya indirdim
ve sütyeni tamamen çıkardım. O 25 yaşına gelmiş ve ilk kez bir erkek
elinin değdiği ve taş gibi muhteşem memleri meydana çıkardım ve
uzuuun bir zaman yaladım, öptüm. İyice mayışdığını gördükten sonra
yavaş yavaş elimi amına doğru kaydırarak yoklama çekmeye başladım.
Önce elimi hemen tuttu ve çekti. Sonra yavaş yavaş tepki vermemeye
başladı. Bense dozajı küçük küçük artırmaya ve ufaktan amını
parmaklamaya başladım. İşte Hülya o zaman başladı inlemeye!

Bunu fırsat bildim ve bacak arasına indim. İtiraz etti inleyerek,
ama çok direnmedi. Bense ilk kez bir kadına oral yapacaktım. Daha
önce hiç böyle bir girişimim olmamıştı. Karşımda siyah külottan
taşan amını gördüm, külodu yana çektim ve dille dokunmaya başladım.
Sen misin dokunan, Hülya başladı kasılmaya. Zor tutuyordum
ayaklarını. Başımı arada eziyordu. Fazla uzun yapamadım, ben de
artık sabırsızlanıyordum, bir an önce o ama sokmak istiyordum. Ama
korkutmadan. Son bir kontrolü de yaptım, iyice ıslandığını gördüm.
Tekrar altıma aldım ve dudağına doğru uzanınca, bu sefer Hülyanın
dudağıma saldırıp öptüğünü gördüm. O şekilde uzun bir süre öpüştük.
Ben bu arada yavaş yavaş soyundum ve çırılçıplak kaldım…

Yarağım bacaklarına değdikçe dahada azıyordum. Hülyanın bacaklarını
açtım ve tam anlamıyla misyoner pozisyonu almıştık, bir içine girmem
kaldı. Külodunun yanından yarağımı amının ağzına dayadım ki, “Ne
olur yapma Ömer abi, sonra zor durumda kalacağız, bu kadarı yeter,
ne olur daha ileri gitmeyelim!” diye ağlamaklı sesle direndi ve
devam etti, “Söz vermiştin, istemediğim birşey yapmayacaktın Ömer
abi!” dedi. “Tamam!” dedim. Ama ben bu kızı burdan sikmeden
bırakmayacaktım, kafaya koymuştum. Tekrar öpmeye, parmaklamaya bir
süre daha devam ettim. Sonra yavaş yavaş yarağımı amının ağzına
doğru sürtmeye başladım. İnlemeyle karışık, “Lütfeen yapmaa!”
dediyse de, ben biraz daha ileri gidiyordum. “Korkma, sokmayacağım,
sadece ucunu sürtecem, tamam mı?” deyince, kafasıyla onayladı. Ben
fırsat bu fırsat, yarağımla sürtmeye başladım.

İleri geri yaptıkça Hülyanın direnci kayboldu. Artık son hamle
kalmıştı, külot artık engel oluyordu. Hülyayı altımda tam uygun
pozisyona getirdim, bacaklarını iki yana doğru iyice açtım ve
Hülyanın o kara gözlerine son bir baktım. O anda anladı yapacağımı.
Ve biraz endişeli, ama bir o kadar şehvetli bakışını da görünce,
külodu tuttuğum gibi çektim ve yırtarak çıkardım. İşte aramızda
başka engel kalmamıştı. Yarağımın ucunu doğruca iyice sulanan amın
içine soktum. Hülya kendini biraz kasınca, “Korkma bebeğim, korkma!”
diyerek yine kafasını iki elimin arasına aldım ve o şehvetten şişen
dudaklarını öpmeye başladım. Öptüm öptüm iyice kendini salmasını
bekledim. O da beni öpmeye başlayınca, var gücümle yüklendim. Önce
zorlanıyormuş gibi olduysada, bir iki çek sok hamlesiyle dibini
buldum…

Tabii Hülyacığım biraz bağırdı, debelendi, ama kim tutar beni,
verdim pompayı. Çok uzun sürmedi, öyle bir patladım ki, ben 20
senedir sevişiyorum, böyle bir haz almadım.

Boşaldıktan sonra yan yana uzandık ve nerdeyse yarım saat hiç
konuşmadık. Sonra ben kalktım duşa girdim. Duşta halen tatmin
olmadığımı, canımın halen çok fena Hülyayı çektiğini anladım, sikim
yine dimdik olmuştu. Ama bir bakmam lazımdı, şartları da çok
zorlamak istemiyordum. Neyse, havlu sardım belime çıktım. Çıktığımda
Hülya yatağı toplamış, üstüne de siyah elbiseyi giymiş, benim
çıkmamı bekliyordu. Hiç yüzüme bakmadan direk banyoya girdi. Bense
sadece külodumu giyip uzandım yatağa. Ne desem, ne yapsam, bir türlü
karar veremedim. Duşu biten Hülya üstünü giydi ve yanıma oturdu.
Biraz sessizce durduk öyle. Sonra ben o meşur lafı söyledim,
“Pişmanmısın?” dedim. Döndü bana baktı ve “Sen?” dedi. Ozaman
kalktım, oturduğu yerde hemen arkadan sarıldım ve “Hayır, ben pişman
değilim, hata şu anda dünyanın en mutlu adamıyım!” dedim ve boynunu
uzun uzun öptüm…

Hülya döndü bana baktı, biraz üzgün gibiydi, iki damla yaş aktı
gözünden. Gözyaşını sildim ve dudağından öpmeye başladım. Öpüşme
karşılıklı bir şekilde alevlendi. Hemen ben sırtüstü yattım, Hülya
üstüme uzandı ve yatakta öpüşmeye devam ettik. Elimi hemen o güzel
götüne attım ve sıkı bir şekilde avuçladım. Aldığım diğer kırmızı
külodu giymişti. “Bunu da yırtmazsın herhalde Ömer abi?” dedi.
Güldüm, “Yoo, korkma, yapmam, okadar da değil!” dedim. “Korkma
birşey yapmam dedin, ama neler yaptın Ömer abi, sana güvenmemi mi
bekliyorsun?” dedi gülümseyerek. “Bak bebeğim, bu başka birşey, ben
bunu 5 senedir bekliyordum, bu kadar tutabildim kendimi, ne yapayım
ben de insanım!” dedim, kalktım Hülyayı kucağıma oturttum, “Üzgün
değilsin değil mi? Halen cevap vermedin, pişman değilsin değil mi?”
deyip, yine öpmeye başladım. Aslında sikim yine dimdik olmuştu.

“Hayır pişman değilim, çokta hoşuma gitti, korkuyordum canım
acıyacak diye, ama okadar acımadı, sonuna doğru nefesim kesildi
zevkten!” dedi ve elini sikime attı, kavradı sikimi ve “Demek bunu
soktun bana?” dedi. “Evet bebeğim, onu soktum sana ve onu sana yine
sokmak istiyorum, beni kesmedi bu, 5 seneden sonra bu kadarı
yetmez!” dedim. “Ama Ömer abi nasıl olur…” dedi. “Sus kız! Ne
nasıl olur? Şimdi o tuttuğun şeyi alacaksın, üstüne yavaş yavaş
oturacaksın!” dedim ve sırt üstü uzandım. Hülya üstümde oturur
vaziyette yarağımı amına doğru acemice çekiştirmeye başladı. “Dur
kız kıracaksın, öyle olmaz, çıkar külodunu, yoksa yırtacam onu da!”
dedim ve külodunu çıkarttım, sikimi amına yerleştirdim, başladık
hemen Rodeoya…

Olayı kavrayan Hülya oturup kalkmaya ve zevk çığlıkları atmaya
başladı bile. Bense pelte oldum. Amı oldukça dardı, sikimi
olağanüstü kavramıştı. Tam gelmek üzereydim, Hülyayı kaldırdım
üzerimden ve yandaki masada duran cüzdanımdan prezervatifi aldım ve
sikime taktım. Hülyayı da sırtı bana dönük vaziyette tekrar oturttum
sikime. Aman Tanrım, Hülyanın o ince beli ve aşığıya doğru açılan
yuvarlak götünün görüntüsü zaten insanın boşalmasına yeterli
sebepti, bırak artık o muhteşem götün sikimin üstünde bir yukarı bir
aşağı inmesini…

“Ben çok fena yoruldum Ömer abi!” dedi ve hülya yukarı aşağı inmeyi
bıraktı. Hemen Hülyayı hiç içinden çıkmadan domaltma pozisyona
soktum. Yüzünü yatağa koydu ve o muhteşem götünü yukarı doğru dikti.
Ben arkadan amına pompalamaya başladım. Bir elimle memesini
kavradım, öbür elimin başparmağını yuvarlak poposuna geçirdim, amına
var gücümle pompalamaya başladım. Vurdukça çarpışmadan çaat çaat
çaat diye ses geliyordu. Hülya, “Ömer abi bu ne böyle, varmı böyle
zevk, durma Ömer abi, ne olur devam et!” diye bağırmaya başladı.
Bense, “Ohşş Hülyam benim! Ben seni daha ne sikecem bir bilsen, bu
başlangıç daha!” deyip, sonra saçını elime doladım, arkadan
dudaklarına yumuldum öptüm biraz. Çok terlemiştim, bayağı tempoyu
artırmıştım. Sonra biraz durdum, öptüm, sırtını yaladım, omuzlarını
hafif hafif ısırdım, bayıldı buna. Onun biraz sertlikten
hoşlandığını anladım bu arada.

Biraz dinlendikten sonra iki eimle belini kavradım. Hülya da,
kadınlarda en sevdiğim pozisyon olan, belini hafif aşağı indirip
götü yukarda başı yukarda ve ara sıra saçını öne arkaya savurma
pozisyonu, yani ‘Doggy’ duruşunu aldı. Ben de başladım hızla
pompalamaya. Arada götüne şaplak atmaya başladım ki, bayıldı o
hareketime. Ve yine patladım acayip bir şekilde. Hülya da pelte
olmuştu. Ben de rahatlamış bir vaziyette öyle içinden çıkmadan
sırtına doğru iyice yapıştım ve ensesini öpmeye başladım. Sonra
dudağını, derken öpme işi biraz daha şiddetlendi tekrar. Benim sikim
hiç içinden çıkmadan tekrar sertleşmeye başlamıştı. Yürü oğlum Ömer
dedim, hiç çıkmadan Hülyayı yavaş yavaş ayağa kaldırdım, aynı
sikişirken yapışan köpekler gibi yapışık vaziyette pencereye doğru
götürdüm ve pencereye domalttım ve ayakta boğaz manzarasına doğru
pencereye domaltılmış vaziyette başladım Hülyayı sikmeye…

Öyle hızlı sikiyordum ki, nefes nefese kaldım. Üst üste
boşalmışlığın verdiği durumdan boşalmam uzun sürecekti herhalde.
Pompaladım pompaladım, kız artık acı çekmeye başlamıştı, anladım,
ama ben de bir türlü boşalamıyordum. Eee iki posta önceden attım,
bir de evden çıkmadan Hülyayı düşünerek 31 çekmiştim… Neyse, biraz
daha dinlendikten sonra, tabi bu arada yüzünü bana çevirip deli gibi
öpüyordum Hülyayı. Takılı olan prezervatif de bayağı deforme
olmuştu, içine birkere boşalmıştım çünkü. Çıkardım attım ve sikimi
soktum amına, başladım deli gibi pompalamaya veee boşaldım. Yatağa
gidip uzandık. Sonra ben çıktım gittim…

Hülya ertesi gün işe geldiğinde zor yürüyordu, bayağı tahriş
olmuştu. Tabi birkaç gün sonra Hülyayla sikişmeye devam ettik. Hem
de nerelerde…

Hülya ile otelde yaşadıklarımızdan sonra neredeyse 4-5 gün doğru
dürüst konuşmadık, işyerinde birbirimize çokta resmi davrandık.
Aslında böyle resmi davranmak işime de geldi. Ama belli bir zaman
sonra Hülyanın o inlemeleri, o götünün duruşu falan aklıma geldikçe
tekrar azmaya başlamıştım. Birde Hülya önümden böyle hiç
ilgilenmeden geçip giderken o kısa eteğinden bacakları ve güzel
götüne bakınca, niyeti yine bozdum, anca 5 gün dayanabildim. Mesai
saati bitti, herkes evine gitti ben dükkanın arkasında bulunan
ofisimde biraz daha takıldım. Sonra telefonla Hülyayı aradım, “Hülya
neredesin, eve gittin mi?” dedim. “Hayır Ömer abi daha gitmedim eve,
marketteyim.” dedi. “İyi, dükkana bir gelebirmisin, şu faturaları
bir türlü bulamadım, bu akşam muhasebeciye mutlaka vermem lazım.”
dedim ve avını bekleyen kurt gibi beklemeye başladım.

Biraz sonra Hülya girdi dükkana, arka taraftaki ofise geldi.
Hülyaya, “Sen faturaları bul, ben geliyorum!” dedim ve dükkanın
vitrinine birşey bakıyor gibi yapıp çaktırmadan dükkanın kapısını
içerden kilitledim. Hülya faturaların olduğu dolaba dosyaları almak
için eğildi. Aman Tanrım! O muhteşem göt yine çıktı meydana. “Hangi
faturalardı?” demesine kalmadan arkadan sarıldım ve memelerini
avuçladım, iyice kabaran sikimi de arkadan dayadım Hülyaya. “Yapma
ömer abi ne olur, eşini görünce vicdan azabı çekiyorum!” dedi. “Ben
de çekiyorum, ama ne olur, tahamülüm kalmadı, ha bir ha iki, birdaha
yapalım, unutamadım seni!” dedim, elimi etiğinin altına sokup amını
avuçladım. Hülya hem kıvranıyor, hemde hafiften direniyordu. Elimi
eliyle tuttu ve çekti. Ben bu sefer daha sert bir şekilde Hülyayı
kendime doğru bastırdım ve pantolonumu çözdüm. Pantolonum kumaş
olduğundan kemeri ve düğmeyi çözmemle aşağıya düşmesi bir oldu…

Sonra Hülyayı masaya doğru götürüp domalttım. Hemen eteğinin
altından siyah streçi indirdim, ama ayaklarında uzun topuklu
çizmeler olduğu için ancak streçini dizine kadar indirebildim. Hülya
sadece, “Yapma ömer abi…” deyip pasif bir şekilde direniyormuş
gibi yapıyordu, ama hangi pozisyona soksam öyle duruyordu. Ben önce
memlerini okşamaya başladım, bu arada önümde domalmış bir şekilde
duran, dünyanın en güzel manzarasına bakıyordum. Külodumu da
indirdim. Hülyanın külodunun yanından amına doğru sokmaya çalıştım,
ama külodu engel oluyordu. Baktım olmayacak, sert bir şekilde tuttum
külodu ve yırtıp çekip aldım bacak arasından…

Sonra hemen yarağımı ateş gibi yanan amına soktum. “Ooo Hülya hanım,
yapma mapma dedin, ama sen dünden hazırmışsın kız, ıp ıslak
olmuşsun!” dedim, kökledim sonuna kadar. Tabi ilk seferde tam
girmedi, birkaç geri ileriden sonra dibini buldum, başladım sert bir
şekilde pompalamaya. Sarsıntıdan masada ne varsa dökülmeye başladı.
Hülyanın iniltiyle başlayan sesi bağırışa dönmüştü. Bense hayvan
gibi abanmaya başladım, o güzel simsiyah ve uzun saçını elime
doladım, ve pompalamaya başladım. Bir süre öyle hızlı bir şekilde
pompaladım, ter içinde kaldık ikimizde. Sonra biraz durdum içinde
kalarak. Gözüm alışveriş torbasındaki çikolataya takıldı. Aldım
yerden ve Hülyaya ısırttım ve ben de ağzına yumuldum. Çiokolata bir
benim ağzıma geldi, bir onun ağzına, sonra yavaş yavaş eridi.
Devamında deliler gibi öpüşmeye başladık. Ben arkadan boynunu
nerdeyse kıracak gibi çeviriyordum kendime doğru…

Biraz mola ve öpüşmeden sonra pompaya devam. Hemde ne devam! Kızı
masanın üstüne uzattım iyice, var gücümle basıyordum amına. Zevk
çıklıkları ve masaya tempoyla vurma sesleri dükkanın dışına
gidiyormu diye endişe duymaya başladım. Ama öyle mütiş zevk
duyuyorduk ki, bölemedim. Sonra müthiş bir patlamayla boşaldım.
Öylece üstünde 3-5 dakika yığıldım. Sonra çekildim. Hülya tuvalete
temizlendi geldi, “Ömer abi içime boşalıp duruyorsun, umarım
üzüleceğimiz birşey olmaz!” dedi. Aslında doğru diyordu, bir
çaresine bakmamız lazımdı, her daim yanımızda prezervatif olmuyordu.
Neyse, bu sikişmemiz aslında aramızdaki perdenin iyice yıkılmasına
sebep olmuştu. Başkalarının yanındayken aramızdaki mesafeye dikat
ediyorduk, ama yalnızken ben ona artık porno filimler seyrettirip,
daha iyi sikiş yöntemleri öğretiyordum. El altından maddi
problemlerine de katkıda bulunmaya başlamıştım.

Hatta aramızdaki ilişkiyi daha iyi gizleyebilmek için Hülya bir
çocukla ciddi bir şekilde çıkmaya da başlamıştı…

Bir gün iş icabı 3 günlüğüne Ankaraya gitmem, bazı evrak ve eşyaları
götürmem gerekiyordu. Ne edip yapıp Hülyayı da yanımda götürmem
lazımdı. Ama bunu eve ve işyerindekilere çaktırmadan nasıl
yapacaktım? Hülyaya fikrimi söyleyince o da gelme fikrine bayıldı,
fakat ne numara uydurmamız konusunda bir fikir yoktu. Gitmemden 1
hafta önce aklıma bir fikir geldi. Hülya yıllık iznini tam
kullanmamıştı. Hülyayı seyahatımın 5 gün öncesinden memleketine (hiç
gitmek istememesine rağmen) yolladım. Mazereti de Ankaradaki
amcasına uğramaktı. Sonra ben Ankaraya gidince Hülyayı aradım. Hülya
o gün amcasına, “Üniversitedeki arkadaşıma kalmaya gidiyorum.” diye
telefon açacak ve yanıma gelecekti…

O gece otelde sabaha kadar Hülya ile kalma fikri beni deli ediyordu.
Sonunda geldi ve buluştuk. Önce yemek yedik, sonra birazda alışveriş
yaptık. Hülyaya mini bir ekoseli etek, fileli çorap, dar bir beyaz
gömlek ve penyeden pembe iç çamaşırı aldım. Yani anlayacağınız bir
kolej fantazisi yapacaktım. Akşama doğru otele doğru yola koyulduk.
Hülya, “Ömer abi akşam bir yerlere çıksak iyi olmaz mı?” dedi.
“Kızım ben seni çıkaracağım bir yere göreceksin ozaman, ben bu anı
yaratmak için neler çektim, birde biryere çıkacağım haa? Kafayı mı
yedin!” dedim. Asansöre bindik ve odaya çıkışa geçtik. Asansörde
başladım Hülyayı sıkıştırmaya. Arkadan sarıldım, başladım vahşice
memelerini falan avuçlamaya. Derken asansörün kapı açıldı, tam
karşımızda iki eleman dona kaldı. Tabi bizde rezil olduk, toparlanıp
bir kat önceden indik. Merdivenden Hülya önden, ben arkadan koşarak
çıktık gülerek…

Odaya girdik, ben hemen Hülyaya saldırdım, yatağa sırtüstü fırlattım
ve atladım üstüne. Hülya, “Ömer abi bir duşa gireyim önce ne olur!”
dedi. Pek bırakmak istemesemde Hülya altımdan kaçtı duşa girdi. Bir
süre sonra, “Ömer abi sen de gelsene!” diye seslenmesiyle
saniyesinde hem soyundum hemde duşa zıpladım. Hülya duşun altında o
muhteşem yuvarlak hatlı vücuduyla beni bekliyordu. Girdim ben de
suyun altına ve Hülyanın dudaklarına yumuldum, başladık şiddetli bir
şekilde öpüşmeye. Yavaş yavaş aşağıya kaydım, önce bir güzel
memeleri yaladım yuttum. Sonra o hafif ayva göbeği yaladım, öptüm.
Sonra da tamamen yeni traşlanmış amını ufak ufak dil atarak başladım
yalamaya…

Bir süre sonra baktım Hülya beni ayağa kaldırdı ve kendi diz çöktü
önümde, benim dimdik olan yarağımı aldı eline ve önce ufak ufak
öpmeye, sonrada ağzının içine almaya başladı. Bense Hülyadan hiç
böyle birşey beklemiyordum, süpriz olmuştu. “Hülya süpersin kız,
nerden öğrendin bu atraksiyonu?” dedim. “Eee ben de boş durmadım
Ömer abi, dün internetten sabaha kadar bunları seyrettim! Nasıl,
öğrenebilmişmiyim?” dedi. Öğrenmek ne demek adeta uçurmaya
başlamıştı beni. Ağzına aldığı gibi birde vakum gibi çekiyor içine
ve arada bir dondurma gibi yalayıp, hafifçene de dişlerini değdirip,
bana da altan öyle vahşi vahşi bakınca, aklımı baştan almaya
başlamıştı. “Ağzına boşalıyorum ona göre!” der demez, ayağa fırladı
ve ‘Yoo!’ dercesine başını salladı. Ben de hemen Hülyayı lavaboya
götürdüm ve domalttım hiç vakit kaybetmeden arkadan soktum başladım
pompalamaya. Aynanın önünde muhteşem oluyormuş doğrusu, hem o güzel
memeleri, hemde arkadan güzel götünü görmek.

Bir süre pompaladıktan sonra, Hülya, “İçeri geçelim!” dedi. “Hülya
dur, biraz daha yapayım!” deyip hızlandım. Tam boşalacaktım ki,
Hülya silkelenip kurtuldu ve “Ömer abi sen yatağa git bekle!”
diyerek beni banyodan çıkarttı. Yatağa uzanıp beklemeye başladım.
Kısa bir süre sonra aldığım kolej kıyafetiyle geldi. Harika olmuştu,
simsiyah saçlarını da iki yandan bağlamıştı. Daracık beyaz
gömleğinin içine pembe iç çamaşırları giymiş, ekoseli mini etekle de
çıldırtıcı bir şekildeydi. Hemen dimdik olan sikimin üstüne oturdu
ve başladı hoplamaya. Ben zaten kopmuştum…

Sonra amından hiç çıkmadan Hülyayı kucakladım ve altıma aldım,
Misyoner pozisyonda şiddetli bir şekilde sikmeye başladım.
Gömleğinin düğmelerini yırttım ve memelerini ısırmaya başladım. Bu
Hülyanın çok hoşuna gidiyordu, ona sert davranmam onu çıldırtıyordu.
Amına bayağı bir pompaladıktan sonra amından çıktım ve hemen
yukarıya kayıp sikimi ağzına verdim ve ağzına pompalamaya devam
ettim. Hülya bunu hiç beklemiyordu. Pompaladım pompaladım,
saçlarından tuttum ve kaçmasına fırsat vermeden ağzına boşaldım. Ama
ne boşalma! Yarağımı ağzından çıkardığımda döllerim ağzından hep
akmıştı. Sonra yüzüne baktım kızacak mı diye, ama aksine, Hülya bana
bakıp akanları da eliyle yaladı ve gülümsedi, “Tadı fena değilmiş
Ömer abi!” diyerek espiri yaptı.

O gece Hülyayla otelde sabaha kadar 4 posta sikiştik. Sabah amcasına
gitti, ben de halledilecek işlerimi yaptım. Sonraki 2 gün işlerimi
erken bitirip, akşam saat 8-9’a kadar saatlerce sikiştik. Artık
dermanım kalmamıştı, ama gözüm doymuyordu. İstanbula dönüşte,
amcasının Hülyayı bindirdiği otobüsü takip ederek, yolda durdurdum
ve arabama aldım, yola beraber devam etmeye başladık. Uzun zamandır
kafamda olan araba fantazisini yapma fikri geldi aklıma ve yol
boyunca bunun için uygun bir yer bakınmaya başladım. Aracım
karaltılmış camlı VİP olduğu için, sadece duracak uygun bir yer
bulmam yeterliydi. Ve buldum da. İnşaat halinde bir tesis vardı.
Oraya saptım arabayla ve dışarıyı bir kolaçan ettim. Kimse yoktu.
Yolun kenarına doğru aracı park ettim ve harekata başladım…

Hülya, “Ne oluyor? Niye durduk Ömer abi?” falan derken, Hülyayı arka
koltuğa doğru çektim. Perdeleri de kapadım. Arka koltuğu da
yatırdıktan sonra, Hülyanın bacaklarını açtım iki yana, streçini de
külotuyla çekip aldım. Pantolonumu hafif indirip, Hülyaya da bacak
omuza pozisyonu aldırdım ve yarağımı dayadım amına. Hülya
şaşırmıştı, “Ne bu acele ya Ömer abi?” dedi. “Kızım kimseler
gelmeden bitirelim işi diye hızlı yapıyorum!” dedim. Birkaç yarım
sok çıkardan sonra tamamını amına kökledim. Kupkuru amında hızla
gidip gelince tabi boşalmam da hızlı oldu. Sonra etrafı kolaçan
ettim, herşey normaldi. Giydim pantolonumu, öne direksiyona geçtim,
Hülya arkada üstünü başını toparlarken yola koyuldum…
admin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı



Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 10:20 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
istanbul travesti Bilgi ve iletişimleri | istanbul travesti Bilgi | travesti | ankara travesti| ankara travestileri | ankara travesti ankara travesti | ankara travesti istanbul travesti |