02-28-2015, 03:25 PM | #1 |
Admin Üyelik tarihi: Feb 2015
Mesajlar: 3.188
| Önce Iğrendim
Yıl 1992-93 ; üniversite den yeni mezun olmuş, öğrencilik yıllarımın geçtiği Ankara dan ayrılıp İstanbul gelmiştim.Büyük bir taşımacılık şirketinin bilgi işlem departmanında işe başlamıştım Departmanda 100 – 150 kişi çalışıyordu. Beni de henüz yeni olduğum için kısa süreli devamlılığı olan basit projeleri yöneten bir gruba verdiler. Ayni oda da 8 mühendis çalışıyorduk, kendinden ve hayat dan bihaber, iş hakkında pek bilgisi olmayan, çirkin bir müdiremiz vardı ama iyi bir insandı. Kısa süre bu grup da çalıştık dan sonra henüz bir yılımı tamamlamamışken daha ciddi ve önemli devamlılık gerektiren proje geliştirme grubuna aldılar beni. Bu defa ki müdürümüzde bayandı ama işe ilk girdiğim tarihten beri işyerindeki arkadaşlarla ve özellikle bayanlarla hep mesafeli oldum. İşyerindeki birim müdürlerinin ,biri hariç,hepsi bayandı.Hatta bilgi işlem merkezinin genel müd. ne de ben işe başladıktan 1 yıl sonra bu bayan müdürlerden birini atamışlardı. İşte bu hikayenin esas kadını.Adı Aycan 40-45 yaşlarındaydı o yıllarda. Onunla ilk tanıştığımızda yıldızlarımız pek barışmamıştı açıkçası. Soğuk bir yapısı vardı. Pek konuşmazdı hep donuk bir yüz ifadesi vardı.Hayatında işi ve evi vardı, başka bir şeye yer yoktu.Boyu 160-68 civarı sarı saçlıydı. Kendine pek özen göstermezdi ne giyimine ne makyajına.Gerçi genel müdür olduktan sonra birazcık olsun giyiminde değişmeler olmuştu ama dudağına zaman zaman sürdüğü mat renkli ruj haricinde pek makyajda yapmazdı.Kurdan gibi incecik bacakları, palet gibi geniş kemikli nerdeyse 40 numara ayakları vardı. Eteğinin ön kısmında sanki 3-4 çocuk doğurmuş da yıpranmış kadınlarınki gibi küçük de olsa bir göbeği hep çıkık dururdu. Gerçi hiç çocuk doğurmamıştı. Bir iki toplantıda yan yana oturmuş ve bana hitaben konuştuğunda nefesinin de koktuğunu ayrıca saclarının da haftanın en az 1 günü pırıl pırıl parlayacak şekilde yağlı olduğunu fark etmiştim. Bir bayanın nefesinin kokmasına hiç dayanamazdım,iğrenç bir durumdu benim için.Sonuç da ilk günden beri bana itici gelmişti ve ayrıca bir o kadar da ukala vede soğuktu. Yeni başladığım projenin müdiresi de bir o kadar çekici ve güzeldi. Gerçi o da olgun sayılabilecek bir bayandı,35 ni geçmiş olmalıydı. Ama dedim ya hep mesafeyi muhafaza ettim. Aylardan Marttı ve müdiremiz Ayşegül Hanım izinliydi. Ve vekili olarak beni atadığı için olağan sabahki değerlendirme toplantısına ben gidecektim, son anda aklıma geldi ve o sıralar genel müdürümüz (şubat ayında istifa etmişti) istifa ettiği için Aycan vekaleten bu görevi üslenmişti. Koşturarak genel müdürün odasına çıktım,sekreter yeni toplantıya girdiklerini henüz havadan suda konuştuklarını söylediğinde içim biraz olsun ferahlamıştı,korkum o soğuk tiksindirici kadının bana herkesin içinde fırça atacak olması idi. Kapıyı hafifçe tıklatıp içeri girdim ama içerisi kadınlar hamamı gibiydi. Hoş, bahsettiğim tek erkek müdür olan servet bey de gelmemişti toplantıya (sonra öğrendim senelik izindeymiş) yerine benimle aynı tarihte işe başlayan sarışın aptal evlenme delisi Sevda gelmişti. Sevda haricindeki kimse benim geldiğimin farkına bile varmadı. Ama ben bişeyin farkına varmıştım: O kocaman odanın en son kısmındaki toplantı masasının en başında oturan Aycan Hanımın eteği açılmıştı. Daha doğrusu bacaklarını sanırım farkında olmadan aralamıştı ve enteresandır ben bu manzarayı seyretmekten kendimi alamıyordum ve kapının arkasında durmuş onun bu halini seyrediyordum. İçerdeki müdürler kendi aralarında sohbet ediyorlardı ve yer yer gülüşüyorlardı. Aycanda yanındaki bir hatuna bişiler anlatıyordu. Yine diz altı bir etek giymişti,ince çorap ama ten rengi. Ve koltukta oldukça rahat oturmuştu. Bacakları ayrılmış neredeyse külotu görünecekti.Aslında beni cezbeden ve gözlerimi alamadığım bacaklarının baldır kısmıydı. Çünkü çorabı külotlu değildi ve dizlerinin nerdeyse 4 parmak üstünde bitiyordu. Ve o biten yerden itibaren görünen çıplak kısım çok etkileyiciydi. Bembeyazdı,bu kadının her tarafı bembeyazdır dedim içimden. Yavaş adımlarla ve yine o bölgeye odaklanmış masaya doğru yürüdüm,ve herkese günaydın diyerek herkesin benim varlığımın farkına varmasını sağladım bir anda herkes bana doğru dönerek beni onayladılar ama aycan sadece gözlerimin içine donuk donuk bakıp önündeki dosyayı incelemeye başladı. Masanın diğer ucuna denk gelen koltuğa da ben oturdum. Toplantı boyunca tek kelime etmeden tam karşımda oturan Aycanı süzdüm. Aslında gözlükleri olmasa ve biraz makyaj yapıp kendine azıcık özen gösterse oldukça seksi Bir hatun olur diye geçirdim. Ve bir taraftan da masanın altına eğilsem ayıp olur mu diye düşünüyordum. Hala o manzaranın etkisindeydim aklımdan gitmiyordu gördüklerim. Toplantı 30 dakika kadar sürdü. Toplantı bitiminde bana dönerek kalmamı söyledi. Tırsmıştım açıkçası.Herkes gittikten sonra bu kez odanın diğer tarafındaki makam kısmına geçtik. Makam koltuğu yerine gelip benim karşımdaki misafir koltuğuna oturdu. Hava dan sudan konuşmaya başladık,aslında belli bir konu yoktu. Bana bişiler söylemek istiyordu söyleyemiyormuş gibi bir hali vardı. Ve ağzındaki baklayı çıkardı. Kendisine direkt bağlı bir proje grubu oluşturacağından ve beni bu grubun içinde görmek istediğini ,Ayşegül hanım gelince konuyu ona da ileteceğini söyledi. Bende kabul edebileceğimi ama düşünmek için süre istediğimi söyledim. Bu konuşmalar devam ederkens arada bir bacaklarına bakıyordum ama bişicik göremiyordum.Derken telefonu çaldı telefona bakarken yerinden kalkmadan masasına uzandı,bacağının birini kaldırıp diğerinin üstüne attı ki gördüğüm manzara bu kez daha netdi, evet beyaz bir külot giymişti ve eteğine dikkat etmediği için üstte olan sol bacağının baldırları basenlerine kadar görünüyordu. Bu kez daha yakındım ona bembeyaz süt gibi pürüzsüz bacaklar. Bacaklarının diz altı kısımları da süt gibiydi ama incecikti ama üst kısımlar dolgundu tam kıvamındaydı. Bir süre bu pozisyonda telefonla konuştu,bacağı yorulmuş olmalı ki indirdi sol bacağını,işte o anda her iki bacakta külotu görünecek şekilde ayrıldı birbirinden.Acayip tahrik olmuştum.kısa süre sonrada telefon görüşmesi bitti ama oturuşunu bozmadı, başladı yeni grubun yapacağı işleri bana anlatmaya,ama ben onu dinleyecek söylediklerini anlayacak kadar dikkatimi veremiyordum,hep bacaklarına ve muhteşem görüntüye bakıyordum. Kumaş pantolonumu delecek gibi olan penisim zonkluyordu artık ve bir yandan da terliyordum, arada bir göz göze geliyorduk ama ikimizde gözlerimizi hemencecik kaçırıyorduk, ben fırsat buldukça bacaklarına bakmaya devam ederken birden konuşmayı kesti, evet benim onun bacaklarına baktığımı anlamıştı. Ve bişey demeden yerinden kalktı makamına geçecekdi fırsat bu fırsat bende ayağa kalkıp dimdik duran çadırı düzeltip işlerimin yoğunluğunu bahane edip müsaade istedim. Oda dan hızla çıkıp koşar adımlarla tuvalete yöneldim, evet 31 çekmekten başka çare yoktu bu canavarı uyutmanın. Hemencecik ve yüklüce bir boşalmadan sonra rahatlamıştım. Aycanı bir türlü aklımdan çıkaramıyordum. İki gün sonra sekreteri arayarak beni aycanın beni makamında beklediğini iletti. Odaya girdiğimde ayakta durmuş masasında bişiler arıyordu. Bana oturmamı söyleyerek işine devam etti. Yeşil bir triko ve üstüne siyah ceket ayrıca yine siyah bir etek vardı üzerinde. Acaba yine gelip karşımamı oturacak diye düşünürken bu kez dikkatimi üst kısmı yani göğüsleri çekti bu biçimsiz vücutlu ördek yürüyüşlü ağzı kokan saçları yağdan pırıl pırıl parlayan tiksindirici kadının her tarafı artık dikkatimi cezebeder olmuştu. Giydiği yeşil triko biraz dardı ve göğüslerini belirginleştiriyordu,ayrıca yakasını birazcık kapamak için oldukça hoş bir broş kullanmıştı ama göğüslerinin çatalı belli oluyordu. Evet bu buzdolabı gibi soğuk kadının ilk kez boynundan aşağısı belirginleşmişti karşımda ve oldukça hoştu. Hani yaşı ilerlemiş hatunlarda göğüs ve boyun arasındaki bölge de çillenme olurya bununkinde tek bir nokta bile yoktu. Bembeyaz Artık kesin emindim bu bayanın teni çok hoştu, tam istediğim gibi, bembeyaz süt gibi ve pürüzsüz. Acayip tahrik olmuş bir şekilde beklerken bana bir dosya uzatarak incelememi istedi. Şöyle bir göz gezdiriyordum ki, o da koltuğuna oturdu ister istemez gözlerim kaydı gene, gene rahat oturmuş bacakları aralanmıştı.Masanın o kısmı boş olduğundan görmemi engelleyecek bişi yoktu. Bu kez görüntü net değildi,sanırım giydiği çorap külotlu olmalı diye geçirdim içimden. Elimdeki dosya yeni projenin kurulumu ile ilgiliydi ,kısa bir göz gezdirmeden sonra gene onu seyretmeye koyuldum, onun da elinde bendeki dosyanın kopyası vardı ve iyiden iyiye dalmıştı işe. Ama göğüs çatalından başka bişi görünmüyordu,olsun o bile bitirmişti beni gene çadırı kurmuştu benimki. Bir ara bacaklarını aralar gibi oldu ki offf offf, evet gene bembeyaz bacaklar sol diz kapağının üst kısmında içe doğru sanırım çorabın dikiş yerleri olsa gerek bir yerde yırtık vardı, bu yırtık o güzelim bacakları sergiliyordu bana. Düşünsenize ülkenin en büyük şirketlerinden birinde üst düzey bir yöneticisiniz ve yırtık çorap giyiyorsunuz,hem de bayansınız olacak şey değil dedim içimden işte bu kadar pas bal bir kadındı Aycan.Ama olsun bu pasballık beni azdırıyordu. Derken yerinden doğruldu ve yanıma geldi bir süre konuştuk.Sonra sohbet döndü dolaştı basına ve özel hayata geldi. Uzun uzun konuştuk.Benim hakkımda iyi istihbarat almıştı belli. Ama bazı ayrıntıları bilmiyordu. Bende cesaret edip onun özel hayatını soramıyordum gerçi O gün 2 saat kadar sohbet ettik.Ertesi günde. Ondan sonraki günde. Bana bayağı ısınmış görünüyordu.Benle baş başa iken Daha bir sıcak kanlı olma çabasında idi bende ara ara ona karşılık veriyordum konuşmalarımla. Zaman zaman espri bile yapıp güldürüyordum bu soğuk kadını. Gene rahat oturuyor bana hep frikikler veriyordu ama bu frikikleri de farkında olmadan verdiğinden emindim, benim bacaklarına baktığımı fark edince hemen ciddileşir toparlanırdı ve yüzü her zamanki asıklığını alırdı. Ben hemen her gece Aycan ı düşünüp onu nasıl yatağa atarım diye düşünür sonun da da bu azmışlığın verdiği etkiyle hep 31 çeker yatar olmuştum. Bir ay kadar sonra Yine böyle bir sohbetimizde eşinin dün bir seminere gittiğini iki gündür evde yalnız olduğundan falan bahsetti. Mesai bitiminde işyerinde kalıp kendine uğraş araması gerektiğini falan söyleyince bende Yeşilköy sahiline inip biraz dolaşacağımı söyledim, isterse kendisini de götürebileceğimi ilettim. Olabilir dedi. Aslında bu yanıtı beklemiyordum. Öylesine söylemiştim. Çünkü bana daha önceki sohbetlerimizde neler yaparsın iş çıkışlarında boş vaktinde gibi sorular sormuş bende Bir süre sahilde dolaşır sonra eve giderim, çoğunlukla da üstümü değiştirip ilerleyen saatlerde dışarı çıkarım demiştim. Bir saat kadar sonra bana dönerek valla benim canım çok sıkıldı, hadi çıkıp biraz temiz hava alalım,erken paydos edelim bugün,nede olsa yarın Cumartesi dedi gülerek. Ben sadece ayağa kalkıp nasıl isterseniz dedim. Bu arada araban varmı dedi. Var dedim. Beraberce çıktık işten. Elinde bir çantası ve ayrıca enaz 4-5 tane de kalın dosya vardı gene İş kolikdi bu kadın kesinlikle işkolik. Araba da hemen hiç konuşmadan Yeşilköy e kadar geldik. Arabayı park edip dolaşmaya başladık. Saat henüz 4 olmuştu. Havadan sudan şeyler konuşarak bu neredeyse annem yaşındaki hatuna eşlik ediyordum. Bir ara öğlen yemeği yemediğini ve içinin geçtiğini söyledi. Benim çoğu zaman uğradığım 1-2 bira içip çıktığım bir kafe vardı yakınlarda aperatif yiyeceklerde vardı. İsterse oraya gidebileceğimizi söyledim. Olur dedi. İşte ne olduysa oraya gidince oldu. O kafeye daha önce ayrı ayrı zamanlarda iki hatun götürmüşdüm, sonra da benim eve, Kafe ye yaklaşırken o olaylar aklıma geldi. Olurmu acaba diye düşündüm. Olmayacak bişi değil dedim içimden, benimle baş başa gezebilen bir bayana tabiki bu şekilde yaklaşabilirdim ama bu biraz farklıydı, önemli olan bu hatuna nasıl yaklaşacağımı tespit etmekti. Kafe de havanın güzel olmasından da yararlanarak bahçede oturduk. Patates kızartması sipariş verdik. Ben Aycandan müsaade isteyerek bir de bira söyledim, bişi demedi hatta güldü ve bende sana eşlik etmek isterdim ama ben alkol kullanmıyorum dedi ki beynimde şimşekler çaktı. İşte olay bu ,ne yapıp ne edip onu alkol almaya ikna etmeliydim. Ve de başardım, iyi bende bir bira alayım dedi. Ben kalkıp lavaboya gitme bahanesi ile kafenin sahiplerinin yanına gittim , çocuklar benimle dalga geçmeye başladılar, abi bu defaki hatun da bayağı gençmiş be, dikkat et küçük kızı alıkoymaktan seni içeri atmasınlar falan gibi muhabbet Ama ben onlara bu hatun başka ,bu benim amirim yalanıyoruz falan dedim. Lavabodan dönüşde barmene yanaştım ve biranın birine birazcık votka koymasını söyledim. O birayı da Aycanın tarafına bırakmasını tabi Aycan patatesleri yiyip arada bir bir yudumda bira içiyordu. Buradan kalkınca evine gitmemizi önerdi,bana yemek yapacakmış. Ev yemeklerini özlemişsindir falan dedi. Bende sadece bakarız dedim. Ben üçüncü birayı içerken Aycan artık biraz daha firi olmaya başlamıştı.Yüzü birazcık kızarmıştı. Nerdeyse birasını bitirmek üzereydi.Hesabı isteyip kalktık. Arabaya binmiştik ki başının döndüğünü söyledi gülerek,o zaman benim eve gidelim, benim ev teras katı biraz ferahlarsınız dedim gülerek olmaz dedi,sana yemek borcum var gibi laflar etmeye başladı daha bir çok abuk sabuk konuşmalar konuyla alakası olmayan hiç birini duymuyordum artık.Çünkü gözüm dönmüştü, kesin bu akşam bu iş bitecekti.Kafaya koymuştum, kendi rızası ile olmasa bile zorla olacaktı. Benim eve vardık,asansörde çıkarken bile hala ağzında bişiler geveliyordu. Evim Bakırköyde, 5 katlı bir binanın son katıydı be dubleksti,terasına çıkmayı önerdim, ses çıkarmadı elinden tutum hiç tepki vermedi ve terasa çıktık, püfür püfür esiyordu. 0 dakika sonra hadi içeri geçelim de birer kahve hazırlim ikimize dedi. Gene el ele tutuşarak indik merdivenlerden. Salona gelir gelmez kahveyi ben yaparım diye atıldım ve Aycanın koltuğa oturmasını sağladım. Ketıla azıcık su koyarak çabucak kaynamasını sağladım,kahvelerimizi içerken ben hala Aycan ın dikkatini kendine gelip gelmediğini ölçüyordum, ama hala kendinde değildi, yeniden hava almak istediğini söyledi ve o önde ben arkada çıktık merdivenleri,arada bir sendeliyordu, terasın kapı ağzında durmuş kendini rüzgara vermişti. Hava iyiden iyiye kararmıştı. Artık ne olacaksa olsun hesabı yavaşça arkadan yaklaşıp belinden sarıldım, gözlerini kapamış rüzgara bırakmıştı kendini, benim sarılmamla beraber ellerimin birleştiği noktadan kendi elleri ile tuttu bende onu kendime doğru çekip iyiden iyiye sarıldım. Artık kazık gibi olmuş penisimi hissetmemesi mümkün değildi eğilip o topuz yaptığı saçlarının geride bıraktığı kısımları boynunu ve kulak memelerini öpmeye henüz başlamıştım ki içten bir ıhh sesi geldi Aycan dan. Gene saçları yağlı idi .Daha bir iştahla öpüyordum ve daha bir bastırıyorum vücudumu , kulak memelerini dudaklarımın arasında bir an için ısırmış bulundum ki irkildi ve yapma ,olmaz,birileri görür,terastayız diyip belinde kenetlediğim ellerimi çözüp içeri geçti. Ben kapının ağzında öylece kalakaldım. Oradan süzülüp aşağı inmek için merdivenlere ulaşmak amacında idiki ufaktan sendeledi gene ve bende ani bir hamle ile beline sarıldım. Gene aynı sahne yaşanıyordu o da ellerimi tuttu,ben gene arkadan boynunu öpmeye, kulak memelerini emmeye başladım ve yüzünü kendime çevirip dudaklarına yapıştım, ok yaydan çıkmıştı artık ama umduğumdan daha kolay olmuştu dilimi aycanın ağzında dolaştırıyor diliyle sevişiyordum, o da bana sarılmıştı, dudaklarımı bir ara ısırdığını hissettim. Yavaşça boynuna indim, nefes alışları sıklaşmıştı, arada bir inliyordu. Evimin üst katında terasa açılan kısımda üç tane tekli birde ikili koltuk vardı. En yakındaki tekli koltuğa oturtup aycanı sevmeye devam ettim.Sağ elimi eteğinin altına atıp yavaş hareketlerle yukarı doğru sıyırdım,bacaklarını zaman zaman okşuyor iniltileri arttıkça üzerine daha bir abanıp sıkıyordum. Ama ne kadar uğraşsam da benim karşımda çok rahat oturan bu hatunun bacak arasına elimi sokamıyordum çünkü sıkı sıkı bacaklarını birleştirmişti,elimi yine yavaş hareketlerle yukarı doğru kaydırarak göğüslerine getirdim. Sağ elim sol göğsünü sıktığında dudaklarımı ısırmıştı gene. Bir yandan öpüşüyor diğer yandan da üzerini soymaya çalışıyordum aycanın. Üstündeki ceketten kurtulmam kolay oldu sonra beyaz gömleği, onu öpüp okşarken her bir düğmesini teker teker çözdüm. Ve yavaşça boynuna ve gerdanına indim, beyaz ve ön kısmı dantelli bir südyen takmıştı önce südyenin üzerinden kokladım biraz sonra sonra ısırıklar atmaya ve göğsünün birini südyenden çıkardım, bembeyaz vücudunu yalıyor,okşuyor arada birde ısırıyordum. Elimi yeniden bacaklarına atıp okşamaya başladım ki aycandan ilk tepkiler gelmeye başladı bana sarılmış bir durumda iken yeter bırakalım artık diyordu ama oldukça güçsüzdü. Eğilip bacaklarını araladım, onu ilk fark ettiğimdeki gibi diz kapağının 4 parmak üstünde biten bir ince ten rengi çorap vardı. Çorabın bittiği kısımdan itibaren öpmeye başladım ,yavaş ama ilerleyerek iyiden iyiye bacak arasında yerimi aldım, o da bacaklarını açmıştı zaten. Beyaz pamuklu bir külot giymişti. Külotunu çabucak çıkardım.Hava karanlıktı ve oda da ışık yoktu sadece alt kat dan sızan birazcık ışık. Vajinası biraz kıllıydı,aslında kıllar seyrek olmakla birlikte bayağı uzundu. Am vücudunda o bölge hariç hiç kıl yoktu.Bacakları tertemizdi. Evet ,onda beni çeken neydi hala bilmiyorum ama ilk kez bir bayanın vajinasını bu kadar yalamayı istedim ve başımı gömdüm. Terlemişti gün boyu onun kokusu ve çok azda sidik kokusu vardı, dilimle dudaklarını ayırıp ayrı ayrı dudaklarımın arasına alıp emmeye başladım, Aycanın iniltileri artmış ayrıca eliyle saçımı çekiştiriyordu. Bacaklarını daha bir ayırdı koltuktan kaykılarak, başıma baskı yapmaya başladı dilimi içine sokmuşdumki ohh çekerek gevşedi, o an inanın işiyor sandım, vajinasından bayağı bir sıvı gelmişti. Artık bende dayanamıyorum, yerimden doğrulup sadece pantolonumu aceleyle çıkardım ve donumu, penisimi vajinasına yaklaştırıp başını dayadım, Aycan hala gözleri kapalı boşalmanın tadını çıkarıyordu. Bayağı abanmaktan sonra Aycanın ağzından çıkan kısık çığlıkla birlik de hepsini gömdüm. Ama olağan dışı bir durumdu. O güne kadar onlarca olgun bayanla yatmıştım ama Aycan ın vajinası çok dardı. Git gel yapmakda bile güçlük çekiyordum, penisimi sımsıkı sarmalamıştı. Az önce boşaldığı için içi zıcık zıcıkdı ve adeta yanıyordu. Ben Aycanın üzerine abanmış ağır ağır gitgel yaparken aycan bacaklarını iyece açmış bana yardımcı olmaya çalışıyordu ama nafile,dedim ya oldukça zorlanıyordum ,o çok dar vajina bana zevk vermekle beraber Aycana acı çektiriyor endişesindeydim,çünkü ben hep penisimi geri çekip ileri ittiğimde aycan kollarımı sıkıyor bazen de omzuma sarılıp ısırıklar atıyordu, bu tepkilerin aycanın aldığı zevkten kaynaklandığını ancak derinden iniltilerini duymamla farkına varmıştım. Artık bacaklarını okşamayla birlikde git gel lere devam ediyor boynuna öpücükler konduruyordum, boşalmaya yaklaşınca git gel yapmayı kesip sırf okşayıp öpüyordum. Bu arada arada bir derinden ohh da çekiyor ve kollarını boynuma sarmış kendine çekiyordu, işte tam bu sıralarda iyice zonklayan penisim daha fazla dayanamadı ve hızlı hızlı 3-4 git gel yapmıştım ki ondan da çığlıklar yükseldi ve içine boşaldım ama ne boşalma kısa süre içinde kaldım ne o ne de ben konuşmuyorduk. Fırsat bu fırsat henüz tadını çıkarıyorken aycanı yatağa götürmem gerektiğini hatırladım, zira henüz doymamıştım,zaten Aycanın vajinasında bekleyen penisimde henüz sönmemişti. Yavaşça üzerinden kalktım,penisimi aycanın vajinasından çıkarmamla aycan gözleri kapalı bir çığlık daha attı ve her iki elini de bacak arasında birleştirdi. Ellerinden tutarak hadi ,burası rahat değil yatağa geçelim dedim, hiç itiraz etmeden yerinden kalktı ve yan odaya benim yatak odama geçtik. Benim üstümde sadece gömleğim ve çözülmüş kravatım kalmıştı. Aycan ise donu hariç hala giyinik sayılırdı. Önce eteğini çıkardım, sonra yarıdan fazla düğmesi açık gömleğini sadece üzerinde yarım yamalak duran sutyeni vardı onu da çıkardım ve aycanı ayakta öpmeye yalamaya başladım. Sonra yatağa yatırdım,bende soyundum. Aycan gözlerimin içine bakıyordu. Yavaşça üzerine uzanıp öpüşmeye başladık. Boynunu ve gerdanını öperken oda elleriyle başımı saçlarımı okşuyordu. Kulak memelerine küçük ısırıklar atarken iniltilerini duyar gibiydim. Boynundan aşağılara doğru yavaş hareketlerle inmeye başladım, göğüslerini yalayıp ısırıklar atıyordum, göğüs uçları iyice sertleşmişti,ama niyetim onu bir öncekinden daha çok azdırmaktı. Göbeğini öptüğümde titrediğini hissettim ve ağzından derin bir ahh çıktığını duydum. Artık bacak arasındaydım, ama bu kez vajinasını yalamaya pek niyetim yoktu , çünkü onun vajinasını yalamam demek kendi spermlerimiyutmam demekti, sızıntı vardı ve çarşafı belirgin bir biçimde ıslatmıştı. Bacaklarından birini omzuma kaldırdım, kasıklarından başlayarak öpmeye başladım, aşağılara doğru iniyordum, aslında doyamıyordum onun vücudunu öpmeye bu beyaz ve pürüzsüz teni beni acayip mahkum etmişti. Dizkapağının hemen üstünde biten çorabına gelmiştim, yavaşça çözüp bir yandan sıyırıyor bir yandan açığa çıkan kısımları öpüyorum. En son ayaklarından çıkarıp ayaklarını öpmeye başladım. Güzel bacakları ve bakımlı minik bayan ayaklarını öpmeyi, yalamayı onları bu yolla cinsel birleşmeye hazırlamayı onları azdırmayı çok severim daha önce de yaşadıklarımda yapmıştım bunu. Ama Aycan ayakları o tip değildi , bacaklarının üst kısmı oldukça iyiydi ama ayakları itici gelebilecek şekilde biçimsizdi. Hafif bir koku vardı ayaklarında bu beni bir nebze olsun azdırdı. Ama bacaklarını be ayaklarını yalamam aycan oldukça çok kıvama getirmişti. İniltileri artmış ağzından belli belirsiz kelimeler dökülüyordu.Yavaşça üzerine abanım,bacaklarını açtı,vücudum tamamen Aycanın bacak arasında idi ve zaman zaman, sertleşen penisim vajinasının dudaklarına çarpıyordu. Arada bir o da beni öpüyordu,hatta bir ara ben onun sol kulak memesini emerken o da benim sağ kulak mememi dudaklarının arasına almış ısırıklar atıyordu. Derken elini uzatıp penisimi kavradı ve vajinasının girişine yerleştirdi,bana sadece ittirmek kalıyordu. Fazla zorlanmadan o sımsıkı vajinaya giriş yaptım ki Aycantitreyerek bana sarıldı,ellerimi kalçalarından tutup bacaklarını yukarı kaldırmasını sağladım ve peşi sıra o da bacaklarını belimde birleştirdi,aralıklarla ama sert girişler yapıyordum, Penisim her dibi buluşunda Aycan dan haykırışlar gelmeye başladı,derken hızlı hızlı git geller yapmaya başladım birden aycan derinden bir ıhhh çekerek bacaklarını çözdü, bir iki git gelden sonra bende boşaldım. Bir sigara yakıp uzandım yanına. Biraz sohbet ettik. Sanki hiç bunları yaşamamışız gibi. Eşiyle nerdeyse 5 yıldırcinsel hayatlarının bittiğinden falan bahsetti sadece Birden kalkıp giyinmeye başladı bu yaptığımız çok yanlış, hiç olmadı sayalım,unutalım bütün bunları dedi. Ama konuşurken hiç yüzüme bakmıyordu. Bende üzerime bişiler geçirip kalktım yataktan ,çok çabuk giyinmişti, ince çoraplarını toparlayıp ceketinin cebine koymuştu. Direkt kapıya yöneldi, bende peşinden. Yine hiç bişi konuşmadan asansöre bindik. Onu arabamla Ataköydeki evine bıraktım. Arabadan inerken tekrar aynı şeyleri tekrarladı. Tabi onun söylemesi yeterli olmadı. İlerleyen tarihlerde bir çok şey yaşadık sevgili genel müdiremle. O sımsıkı vajinanın tadına doyamamıştım ve tabiki bembeyaz vücuda. O gece Penisim hep sızladı. Sabah uyandığımda kızardığını gördüm,evet penisim tahriş olmuştu daha sonraki günlerde de kabuk bağladı kenarları zaten. Peki Bu hikayeyi ,yani yıllar önce yaşanmış bu olayı nedenmı şimdi yazmak istedim. Çünkü onu 6 yıl sonra ilk kez 4 kasım da gördüm .İstanbulun o yüksek çok katlı teknoloji merkezlerinden birindeki seminere son 3 yıldır çalıştığım şirketim adına ben katıldım. Aycanda ordaydı .Nemi oldu? Seminer bitiminde otopark da onu sıkıştırdım ,direndi bir süre ,biraz benim zorlamamla da olsa benim arabamda onunla seviştik. Bu olanları da anlatacağım meraklanmayın…Takip edin. Hepinize sevgiler… |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |